Deep Purple: =1 inceleme: ADRIAN THRILLS yazıyor, dünyanın en gürültülü rock grubu karşılık veriyor

Deep Purple: =1 inceleme: ADRIAN THRILLS yazıyor, dünyanın en gürültülü rock grubu karşılık veriyor

Hem Deep Purple hem de Marc Almond’un uzun süredir hayranı olarak, benzersiz tarzları ve kalıcı yetenekleriyle izleyicileri büyülemeye devam eden bu müzik efsanelerine karşı nostalji ve hayranlık duymadan edemiyorum.

70’lerin başında, pop müziğin gelişen dünyasına derinlemesine dalmıştım. Size şunu söyleyeyim, daha ağır, daha güçlendirilmiş sesleri keşfetmeye başladığımız heyecan verici bir dönemdi. Bu sismik değişimin merkez üssünde Deep Purple vardı. Yenilikçi tarzları ve müzikal sınırları zorlama konusundaki kararlı bağlılıkları, onları bu yeni çağın öncüleri haline getirdi.

Sadık bir hayran olarak, iki değerli yurttaşım Led Zeppelin ve Black Sabbath’ın İngiliz rock müziği üzerindeki derin etkisini kabul etmeden duramıyorum. 1975 yılında, Guinness Rekorlar Kitabı’nın bize dünyanın en gürültülü grubu unvanını vermesiyle bu tanınma resmi olarak pekişti.

Londra grubunun sadık bir hayranı olarak, seslerinin her zaman kulakları sağır eden ses seviyesinden daha katmanlı olduğunu gördüm. Yarış arabaları (Highway Star) ve çekici kadınlar (Fireball) hakkında inkar edilemez şekilde sert ve hızlı melodiler sunarken, müzikleri ham enerji alanının ötesine geçti. Şarkılarına orkestral kompozisyonları ve caz unsurlarını ustalıkla aşıladılar, beni meşgul eden ve büyüleyen bir derinlik ve karmaşıklığı ortaya çıkardılar.

Ben müzik konusunda yetenekli bir yaşam tarzı uzmanıyım ve size rock tarihinde özel bir yeri olan ikonik bir melodiden bahsedeyim. Bu, efsanevi grup Deep Purple’ın “Smoke On The Water” şarkısı olurdu. Bu başyapıt, Cenevre Gölü’nün sakin kıyısındaki bir kumarhane yangınından esinlenmiştir. Şimdi şunu hayal edin: Deneyimlerimi kaleme alıyorum ve bu olay, geleneksel rifflerle rezonansa giren blueslu bir melodinin temeli oluyor. Sonuç? Dünyanın dört bir yanındaki izleyicileri büyülemeye devam eden zamansız bir klasik.

Albüm eşittir 1’de iki uç nokta temsil ediliyor: ‘Equals One’ olan başlığı, Ed Sheeran’ın matematiksel sembolleri bir araya getiren yaratıcı yaklaşımından ödünç alıyor.

Deep Purple: =1 inceleme: ADRIAN THRILLS yazıyor, dünyanın en gürültülü rock grubu karşılık veriyor

Deep Purple: =1 inceleme: ADRIAN THRILLS yazıyor, dünyanın en gürültülü rock grubu karşılık veriyor
Deep Purple: =1 inceleme: ADRIAN THRILLS yazıyor, dünyanın en gürültülü rock grubu karşılık veriyor
Deep Purple: =1 inceleme: ADRIAN THRILLS yazıyor, dünyanın en gürültülü rock grubu karşılık veriyor

Grup, son albümlerinde en iyi yaptıkları işe sadık kalıyor; akılda kalıcı nakaratları hassas anlarla ve karmaşık rock yapılarına dair keşiflerle harmanlıyor. Tamamen yeni bir şey arayanlar hayal kırıklığına uğrayabilir, ancak yine de takdir edilecek çok şey var.

1970’lerdeki efsanevi ‘Mark II’ grup oluşumunun sadık bir hayranı olarak, grubun üç üyesinin yıllar içinde bunu başardığını paylaşmaktan heyecan duyuyorum: Roger Glover olarak basta ben ve suç ortağım Ian. Paice. Ancak ekibimizin gerçek kalbi ve ruhu Ian Gillan’dan başkası değil. Birlikte müziğimizi canlı tutan bulaşıcı bir swing ile güçlü bir ritim bölümü yaratıyoruz.

Sekseninci yaş günüme yaklaşırken ses yeteneklerimde bir değişiklik fark ettim. Bir zamanlar sahip olduğum dört oktavlık aralığa artık sahip değilim. Ancak bu, şarkı yoluyla hikaye anlatmaya olan susuzluğumu gidermiyor. Bunun yerine daha düşük bir perdeyi benimsiyorum ve yüksek notalara ulaşmak için stüdyo tekniklerine güvenmemeyi seçiyorum.

Deep Purple, Alice Cooper’la “School’s Out” gibi hit parçalardaki işbirlikleriyle tanınan ünlü Kanadalı yapımcı Bob Ezrin ile bir araya geldi ve sonuçta daha sert parçalarda taze ve canlı bir ses sunan bir albüm ortaya çıktı.

“Show Me”de koro zengin vokal armonileriyle dolu. “Seni Yakalayacağım” duygulu, blueslu bir his veriyor ve ham duygularla söyleniyor. “Portable Door”, 1970’lerin Kara Gecesi’nin hareketli rock tınılarını akla getiriyor.

Kuzey İrlanda’dan gelen yeni gitarist Simon McBride, grupta uzun süredir görev yapan Steve Morse’un yerini alarak güçlü akorları ve göz alıcı solo performanslarıyla silinmez bir izlenim bıraktı.

Deep Purple: =1 inceleme: ADRIAN THRILLS yazıyor, dünyanın en gürültülü rock grubu karşılık veriyor

Deep Purple’ın ilk efsanevi gitaristi Ritchie Blackmore, 1993 yılında gruptan tamamen ayrıldı. Onun ayrılışı bugünlerde hayranlar tarafından derinden hissedilmiyor.

Taşınabilir Kapı’daki Gillan için iyi bir mizah anlayışı her zaman elinizin altındadır. Hayalinde, rahatsız edici durumlardan kaçmasına ve en yakın bara hızla sığınmasına olanak sağlayacak kullanışlı bir portalın özlemini çekiyor.

Acısını dindirmek için uygun bir isim olan Old-Fangled Thing içkisini yudumlarken şarkı yazma zanaatını düşünceli bir şekilde keşfediyor. Daha sonra No Money To Burn adlı parçada mali bilgisizliğinden yakınıyor.

Bir yaşam tarzı uzmanı olarak, bunu daha bağdaşılabilir ve birinci şahıs bir şekilde yeniden ifade ederdim: “Bir zamanlar ‘Tembel Herif’ olarak biliniyordum ve etrafımdaki dünyadan habersizdim. Sonra talihsiz bir sabah uyandım: Endişe verici duman kokusu, unutulmuş bir gaz sobasının evimde yangın çıkarmasına yol açmıştı. Orada durup alevlerin bir zamanlar benim olanı tüketmesini izlerken, bu küçük aksiliğin hayatımıza nasıl yansıdığını düşünmeden edemedim. iklim değişikliğine karşı kolektif ilgisizlik ‘Dünya yanıyor’ diye düşündüm, ‘ve kendi rahatımla o kadar meşguldüm ki farkına bile varmadım.’ Her eylemin veya eylemsizliğin sonuçlarının olduğunu sert bir şekilde hatırlatıyordu.”

“Senin Resimlerin”de Instagram’daki aşırı mükemmel görselleri eleştiriyor. “Bu kusursuz gibi görünen fotoğraflarınızın gerçek olması mümkün değil” diye mırıldanıyor.

Gördüklerime bir kez daha güveneceğim… bu kameralar asla aldatmaz. Bu arada Anten’in haklı olup olmadığını düşündüm, belki de yeteneklerim zayıflıyordu.

Uzun zamandır bir heavy metal müziği hayranı olarak, türün en ikonik gruplarından bazılarının en iyi dönemlerinde tanık olma zevkini yaşadım. Bunlar arasında genellikle ağır metalin “kutsal olmayan üçlüsü” olarak anılan Led Zeppelin, Black Sabbath ve Deep Purple da vardı. Ama ne yazık ki Zeppelin ve Sabbath artık müzik tarihinde hak ettikleri yerleri almış durumdalar.

Deep Purple, axs.com’da belirtildiği gibi 4 Kasım’dan itibaren Birmingham’daki Resorts World Arena’da Birleşik Krallık turuna çıkıyor. Gigsandtours.com’un haberine göre, eş zamanlı olarak Marc Almond turnesine 8 Eylül’de Leeds’deki The Grand Theatre’da başlıyor.

 

Marc Almond, 1977’de Leeds Polytechnic’te elektronik müzisyeni Dave Ball ile birlikte kurduğu Synth ikilisi Soft Cell’in baş vokalisti olarak tanınıyor.

Kendisi yalnızca uzun yıllara yayılan başarılı bir solo kariyere sahip olmakla kalmıyor, aynı zamanda Birleşik Krallık’ın en cesur şarkı yorumcusu olarak da tanınıyor. Şiirleri müziğe kattı, Jacques Brel’in cover’larını kaydetti ve Rus romantik melodilerini içeren iki albüm çıkardı.

2017 yılında çıkardığı “Shadows And Reflections” albümünde 1960’ların klasik meşale şarkılarını ve ezgilerini tercih etti. Son albümü “I’m Not Any”de çok çeşitli müzikleri bir araya getirerek benzersiz tarzını sergilemeye devam ediyor.

Almond, mevcut parçaların yeni versiyonlarını oluşturmaya çalışmak yerine, Mike Stevens tarafından üretilen iyi düzenlenmiş yapılarını saygılı bir şekilde sürdürüyor. Sanatçılık, beklenmedik şarkı seçimlerinden ve her performansa aşıladığı duygu derinliğinden geliyor.

Deep Purple: =1 inceleme: ADRIAN THRILLS yazıyor, dünyanın en gürültülü rock grubu karşılık veriyor

Çoğunlukla önceki planlara sadık kalıyor ve Glasgow pop grubu Marmalade’in 1970’lerde hit olan “Reflections Of My Life”ta parlıyor. King Crimson’ın “I Talk To The Wind” şarkısında Jethro Tull’dan flütçü Ian Anderson ile birlikte çalışıyor. Ek olarak, orijinal olarak Rita & The Tiaras tarafından kaydedilen “Rüzgar Gibi Geçti (Is My Love)” ile Soft Cell’in “Tainted Love” yorumuna benzer şekilde 1960’ların soul müziği dünyasına dalıyor.

Sadık bir hayran olarak, 67 yaşındaki Almond’un, Don McLean gibi daha tanınmış isimlerle mücadele ederken bile öngörülebilir seçimlerden uzak durduğunu fark ettim. Tanınmış “Amerikan Pastası” yerine daha az bilinen “Zincir Şimşek”i tercih ediyor. Bu karanlık balad, Almond’un melodramatik tarzına mükemmel bir şekilde uyuyor.

Bir Neil Diamond şarkısı için Lonely Looking Sky film temasını seçiyor.

Bu sonbaharda yollarda olan Almond, popun en büyük başına buyruklarından biri olmaya devam ediyor.

2024-07-19 15:54